Ülkemizde Çevirmenlik Hizmetleri
Avrupa Birliği ile uyum çalışmalarının devam ettiği günümüzde bir yandan da bilgi toplumu olma yolunda çabalar kendini daha fazla hissettirmektedir. Bu iki durum ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Çeviri veya eski ifadesi ile tercümanlık faaliyetleri birçok alanda kişi ve kuruluşların karşısına çıkmaktadır. Bu hizmetler devletin resmi ilişkilerinden dış ticaret temsilcilerine kadar, iş adamlarının ihtiyaçlarından sporcu veya sanatçılara kadar resmi, sosyal ve kültürel alanlarda uğraş veren herkesin ihtiyacı olmaktadır. Çeviri çalışmaları yapan kişi veya kuruluşlar, uluslararası ilişkilerin her aşamasında farklı dillerin ve farklı kültürlerin arasında sözlü veya yazılı iletişim sağlamaktadır. Bu açıdan çevirmenlik hizmetleri uygulama alanlarına bağlı olarak kendi içinde uzmanlaşma ve profesyonellik gerektiren bir meslek dalı haline gelmiştir.
Gittikçe küreselleşen dünyamızda, artık sınırlar ortadan kalkmış gibidir ve ülkeler arasında ilişkiler çok daha yoğun bir şekilde gelişmektedir.
Mütercim ve tercüman ifadeleri dilimizde eskiden beri kullanılmaktadır. Aynı gibi görünse de aslında bu iki kavram birbirinden farklıdır. Mütercimler herhangi bir dilde yazılı bir metni başka bir dile çeviren kişilerdir. Tercüman ise herhangi bir metnin veya konuşmanın yazıldığı veya söylendiği anda çevirisini yapan kişiye denmektedir. Bugün kullanılan çevirmen ifadesi genel olarak her iki kavramı da içermektedir.
Teknolojik yeniliklerin bu kadar hızlı yaşandığı günümüzde, ülkemiz daha fazla teknoloji transferi etmekte ve dışa açılma ve ithalat faaliyetlerinde daha fazla çaba göstermektedir. Bu nedenle özellikle kaliteli çeviriye daha fazla gereksinim duyulmaktadır. Bu gelişmeler bir yandan da yeni kavramlar ve yeni terimler getirmekte ve teknik ve hukuksal alanda sürekli gelişim sağlanmaktadır. Çeviri hizmetleri bir yandan özel ve resmi kuruluşların kendi kadrdolarında bulunan çevirmenler tarafından verilirken, bir yandan da çeviri büroları, çeviri firmaları ve serbest çevirmenler tarafından da karşılanmaya çalışılmaktadır.
Ülkemizde ilk olarak 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde açılan İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü ile tercümanlık eğitimleri verilmeye başlanmıştır. Ertesi yıl Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’nde daha sonraki yıllarda çeşitli üniversitelerde mütercim tercümanlık bölümleri açılmıştır. Bu bölümlerde ağırlıklı olarak İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Çince ve Arapça dillerinde çeviri eğitimleri verilmektedir.
Çevirmenlik mesleğini yapacak kişilerin üst seviyede akademik ve sözel yeteneğe sahip olması, üst seviyede okuduğunu anlama gücüne ve belleğine sahip olması, sadece yabacı dil bilgisi değil o dilin konuşulduğu kültürlere ilgi duyması ve uzun süre yazılı metinler üzerinde çalışma yapmak için sabırlı ve istekli olması gerekmektedir.
Genel olarak çevirmenlerin temel görevleri şunlardır:
- Çeviri yapılacak dilde yazılı metinleri, bilimsel makaleleri, edebi eserleri, gazete ve dergileri, ekonomik, siyasi, hukuki, teknik ve başka türden yazıları, metnin ifade doğruluğunu ve anlam bütünlüğünü bozmadan başka bir dile cümle cümle çevirmek.
- Yabancı dilde yapılan bir konuşmayı, konuşmacının söylediklerini, ifade doğruluğunu ve anlam bütünlüğünü bozmadan başka bir dilde dinleyicilere aktarmak.
- Yapılan çevirilerin doğruluğunu kontrol etmek.
- Kendi dilindeki ve çeviri hizmeti verdiği dillerdeki gelişmeleri yakından takip etmek.
Ülkemizde çevirmenlik faaliyetleri ile ilgili olarak başvurulan yasal mevzuat şu şekildedir:
- Türk Ceza Kanunu
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu
- Sayılı Noterlik Kanunu
- Noterlik Kanunu Yönetmeliği
Türk Ceza Kanunu’na göre, yargı mercilerinde veya adli makamlar tarafından görevlendirilen çevirmenlerin gerçeğe aykırı çeviri yapmaları durumunda hapis cezasına hükmolunur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre tanık Türkçe bilmezse çevirmen dinlenir. Bu durumda çevirmenin kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu anlaşılırsa yargılamanın iadesi talep edilebilir.
Noterlik Kanunu’na göre çevirmenlerin hangi durumlarda noterlik işlemine katılamayacakları açıklanmıştır. Örneğin çevirmenler, bizzat kendisi konu ile ilgili ise, boşanmış olsalar bile ilgililerden birinin eşi ise veya ilgili kişi ile arasında belli akrabalık ilişkileri varsa bu durumlarda çevirmenlik hizmeti veremezler. Noterlik Kanunu Yönetmeliği’nde de noterlik hizmetlerinde kullanılacak çevirmenlerin kayıtlarına ve yeminlerine yönelik düzenlemeler bulunmaktadır.
Ülkemizde Çevirmenlik Büroları ve Bunların Sunduğu Hizmetler
Çevirmenler genel olarak kendi açtıkları bürolarda çevirmenlik faaliyetlerini sürdürmektedir. Çevirmelerin bu işi yapabilmeleri için belli koşullar gerekmektedir. Örneğin gerekli bir bütün donanımını tamamlamaları, çevirmenlik çalışmalarına uygun mesleki bir kuruluşa üye olmaları, büronun Vergi Dairesi’ne kaydını yaptırmaları, serbest meslek kazanç defteri alarak bunu notere onaylattırmaları ve belediyeden işyeri açma ve çalışma ruhsatı almaları gerekmektedir. Şirket kurulmak isteniyorsa, şirket kuruluş prosedürüne uygun gerekllikleri yerine getirmiş olmaları gerekmektedir.
Bir çevirmenlik bürosuna kayıtlı çevirmenler birden fazla noterde yeminli tercüman olarak görev yapabilirler. Özel veya resmi belgenin çeviri çalışmalarında sadece yeminli çevirmenlerin görev yapması gerekmektedir. Yemin belgesi olmayan çevirmenlerin çalışmaları noter tarafından onaylanmamakta ve geçersiz kabul edilmektedir.
Çeviri büroları tarafından genelde şu hizmetler sunulmaktadır:
- Yazılı çeviri hizmetleri (ticari çeviri, akademik çeviri, hukuki çeviri, teknik çeviri, tıbbi çeviri, kontrol çevirisi, çapraz çeviri, çeviri bürosu tarafından tasdikli çeviri, noter yeminli çeviri gibi)
- Sözlü çeviri hizmetleri (ardıl çeviri, simültane -anında- çeviri, bilateral -karşılıklı- çeviri gibi)
Son yıllarda multimedya yazılımları kullanılarak hazırlanan dosyaların (film, video, sunum, grafik ve başka formatlarda) çeviri çalışmaları hızla artmaktadır. Bu tür çeviri hizmetleri arasında dizi ve filmlere altyazı hazırlanması, PowerPoint sunumları, seslendirme çalışmaları, reklam ve tanıtım dosyaları yer almaktadır.
Bir de internet sitelerinin istenilen dillere çeviri hizmetleri son yıllarda giderek yaygınlaşmaktadır.
Ülkemizde Çevirmenlerin Mevcut Durumu
Bugün ülkemizde kayıtlı çevirmenlik bürolarının sayısı 1000 civarındadır. Ancak kayıtsız çevrimen büroları ile birlikte bu sayısının 6500 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Çevirmen sayısının ise 50 bin civarında olduğu sanılmaktadır. Sözlü tercüman sayısı 1000 civarındadır. Bu sektörde başta Rusça ve Çince olmak üzere Kazakça, Türkmence, Kırgızca, Slovakça ve Ukraynaca gibi dillerde de çevirmenlik talebi giderek artmaktadır. Bu sektörün büyüklüğünün 200 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Genel hatları ile çevirmenlik sektörü son 10 yılda üç kat büyümüştür. Bu sektörün dünyadaki büyüklüğü 9 milyar dolar civarındadır.
Bugün için çevirmenlik mesleğine yönelik bir meslek odası yoktur. Çevirmenlik büroları işyeri açılırken Ticaret Odası’na kaydolmaktadır. Mevcut yasal düzenlemeler arasında doğrudan çevirmenlik mesleğine yönelik olarak, çevirmenlik mesleğinin çalışma koşulları, ücretleri, standartları, hakları ve mesleğin örgütlenmesi ile bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Buna rağmen ülkemizde bu konuda faaliyet gösteren şu dernekler bulunmaktadır: Türkiye Çevirmenler Derneği, Çeviri Derneği, Çeviri İşletmeleri Derneği, Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği, Türkiye Konferans Tercümanları Derneği, Çevirmenler Meslek Birliği, Kitap Çevirmenleri Meslek Birliği.
TS EN 15038 Standardı Nedir?
Çevirmenlik faaliyetlerinden hizmet kalitesini iyileştirmek ve arttırmak amacı ile ilk yayınlanan standart, Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından 2006 yılında yayınlanan ISO 15038 standardıdır. 2009 yılında güncellemesi yapılan bu standart daha sonra yerini 2015 yılında yine Uluslararası Standartlar Örgütü tarafından yayınlanan ISO 17100 standardına bırakmıştır.
ISO 15038 standardı Türk Standartları Enstitüsü tarafından 2009 yılında TS EN 15038 Çeviri hizmetleri - Hizmet gerekleri başlığı ile yayınlanmıştır. Bu standart tamamen çeviri hizmeti veren bürolar için hazırlanmıştır ve bu bürolar hemen bu standarda uyumlu sistemler kurmuşlardır.
Söz konusu standart, çeviri bürolarına insan kaynakları, dilbiliminde yeterlilik, proje yönetimi, müşteri ilişkileri, teknik kaynakların yeterliliği ve kalite yönetimi konularında temel kavramlar hakkında rehber niteliğindedir. Başka bir ifadeyle bu standart, müşterilerin çeviri hizmeti veren büroların hizmet seviyesini ölçmeleri ve çeviri kalitesi hakkında karar verebilmeleri konusunda gerekli temel unsurları içermektedir.
Bugün çeşitli sektörlerde üretim yapan işletmeler tarafsız ve bağımsız kuruluşlar tarafından yapılan ölçümlere göre değerlendirilmekte ve ilgili standartlar referans alınarak belgelendirilmektedir. Çeviri hizmeti veren bürolar için TS EN 15038 standardı bu anlamda büyük önem taşımaktadır.
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de çeviri hizmeti veren kuruluşlar tarafından EN 15028 belgesi talep edilmiştir. Bu belge hem bu hizmetleri veren bürolar için hem de bu hizmeti alan müşteriler için büyük önem taşımaktadır.
TS EN 15038 Tercüme Hizmetleri Yönetim Sistemi üç ana kısımdan oluşmaktadır:
- Genel kurallar
- Müşteri ve çeviri hizmeti vener kuruluşları arasındaki ilişkiler
- Çeviri hizmetlerinde yöntemler
Genel kurallar kısmında insan kaynakları, teknik kaynaklar, kalite yönetim sistemi ve proje yönetimi yer almaktadır.
ISO 17100 Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi Nedir?
ISO 17100 standardı, Uluslararası Standartlar Örgütü tarafından 2015 yılında, EN 15038 standardı esas alınarak hazırlanmıştır. Aynı yıl bu standart Türk Standartları Enstitüsü tarafından TS EN ISO 17100 Çeviri hizmetleri - Çeviri hizmetleri için gereklilikler başlığı ile yayınlanmıştır.
Bu standart, geçerli koşulları sağlayan kaliteli çeviri hizmetlerinin verilmesi için gerekli temel süreçleri, kaynakları ve diğer konulara yönelik gereklilikleri açıklamaktadır. ISO 17100 standardı, çeviri hizmetleri veren kuruluşların bu standardın koşullarını sağlayan bir hizmet verdiklerini kanıtlamaya yöneliktir.
Bu kuruluşlar kaliteli bir çeviri hizmeti verebilmek için, kaynaklarını ve iş süreçlerini bu standarda uygun şekilde geliştirmek zorundadır. Bu kapsamda olmak üzere kuruluşlar, bir yandan müşterinin beklentilerini, bir yandan çeviri hizmetleri sisteminin koşullarını, bir yandan da ilgili endüstriyel kuralları, iyi uygulama kılavuzlarını ve yasal düzenleme hükümlerini karşılamış olmaktadır.
Bunun yanında ISO 17100 standardının temel özelliği sözlü çeviri hizmetlerini kapsamıyor olmasıdır.
ISO 17100 standardının temel yapısı şu şekildedir:
- Kapsam
- Terimler ve tanımlar
- Kaynaklar
- Hazırlık süreçleri ve etkinlikler
- Üretim süreçleri
- Üretim sonrası süreçler
Bunun dışında standardın bilgi amaçlı şu ekleri bulunmaktadır:
- ISO 17100 çeviri süreci
- Sözleşmeler ve proje özlelikleri
- Proje kaydı ve raporlama
- Üretim öncesi görevler
- Çeviri teknolojisi
- Katma değer hizmetleri listesi
- Örnek iş akışı
Standardın kaynaklar maddesinde şu esaslar yer almaktadır:
- İnsan kaynakları ile ilgili olarak
- Çevirmenlerin mesleki yeterlilikleri
- Düzeltmenlerin mesleki yeterlilikleri
- Denetmenlerin mesleki yeterlilikleri
- Çeviri projesi yöneticilerinin mesleki yeterlilikleri
- Teknik ve teknolojik kaynaklar ile ilgili olarak
- Çeviri projelerini sürdürmek ve bütün verilerin güvenle saklanması, arşivlenmesi ve benzeri çalışmalar için gerekli araçlar
- İletişim araçları
- Çeviri araçları
Çevirmenlerin mesleki yeterlilikleri başlığı altında da şu konular yer almaktadır:
- Çeviri yeterliliği
- Kaynak ve erek dilde dil ve metin yeterliliği
- Araştırma, bilgi edinimi ve işleme yeterliliği
- Kültürel yeterlilik
- Teknik yeterlilik
- Alan yeterliliği
Çeviri çalışmalarında temel kriterler şu şekilde sayılmıştır:
- Uygun terminoloji
- Doğru anlam
- Doğru dilbilgisi ve yazım
- Sözlüksel uyum
- Çeviri kılavuzlarına uygunluk
- Standartlara uygunluk
- Biçim
- Hedef kitle ve hedef metnin işlevi
EN 15038 standardı ile ISO 17100 standardı arasında temel fark, yeni standardın daha geniş kapsamlı olması ve çok fazla ayrıntı içermesidir. ISO 17100 standardında çeviri sürecinin daha net tanımlanması gerekmektedir. Bu durumda çeviri hizmeti talep eden müşterilere daha fazla görev ve sorumluluk yüklenmiş olmaktadır. Müşteriler açısından çeviri çalışmalarının belli bir standarda göre yapılması demek, müşteriler ile çeviri hizmeti veren kuruluşlar arasında yapılan sözleşmeye uygun çeviri yapılması demektir. ISO 17100 standardı bu anlamda şu noktalarda açıklık sağlamaktadır:
- Hazırlık, analiz ve tespitler
- Yeterlilik, süreçler ve belgeler
- Geri bildirim, kontrol ve iyileştirme süreçleri
ISO 17100 Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi, bir süreç standardıdır ve taraflar arasındaki anlaşmanın temelini oluşturmaktadır. Bu yüzden her iki taraf da çeviri projelerinin planlanmasına daha fazla önem vermek zorundadır.
ISO 17100 Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi Belgesi Kuruluşlara Ne Kazandırıyor?
Yapılan bir çeviri çalışmasının kaliteli olması demek, çevirinin hatasız olarak yapılmış olması ve orijinal metindeki anlamını kaybetmemiş ve olduğu gibi korumuş olması demektir. Bu şekilde hizmet veren çeviri büroları, gerçekleştirdikleri çevirinin kusursuz olduğunu müşterilerine kanıtlamak amacı ile ISO 17100 standardını kurmakta ve ISO 17100 Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi Belgesi almaktadır.
Yakın bir zamana kadar çeviri çalışmaları ile ilgili bir standardın yokluğu bu sektörde fazlası ile hissediliyordu. Önce 2006 yılında yayınlanan ve 2009 yılında güncellenen ISO 15038 standardı, arkasından bu standardı temel alarak geliştirilen ve 2015 yılında yayınlanan ISO 17100 standardı bu alanda çok önemli bir eksikliği tamamlamıştır.
Daha önce, çeviri yaptırmak isteyen kişi ve kuruluşlar, birçok konuda endişelere kapılıyordu. Örneğin,
- Yapılan çeviri çalışmaları kusursuz mudur?
- Orijinal metin anlamını kaybetmiş midir?
- Çevirmenler o dilde yeterince yetkin midir?
- Çeviri hizmeti veren bürolar kaliteli hizmet veriyor mu?
Bugün ISO 17100 Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi esasları doğrultusunda hizmet veren çeviri büroları bu alanda uluslararası bir güvene sahip olduklarını kanıtlamış olmaktadır.
Bu sistemi kuran ve standart gerekliliklerine uygun şekilde faaliyet gösteren çeviri bürolarının ISO 17100 belgesine sahip olmalarının getirdiği avantajlar şu şekilde sayılabilir:
- Sistemin en büyük katkısı, çeviri hizmeti alan müşterilerde güven oluşturmaktadır.
- Çeviri yapan kuruluş, hizmet ve personel yetkinliği konusunda gerekli koşullara sahip olduğunu müşterilerine kanıtlamış olmaktadır.
- Müşteriler çeviri yapan kuruluşun izlendiğine ve kontrol edildiğine inanmaktadır.
- Sektördeki rakipleri karşısında çeviri bürosu her zaman bir adım öne çıkmaktadır. Çeviri bürosu rekabet avantajı elde etmekte ve büronun itibarı ve tanınırlığı artmaktadır.
- Bu belgeye sahip olmakla hizmet kalitesi de kanıtlanmış olmaktadır. Bu çerçevede çalışma ortamında iş akışları düzene girmekte, uygulama talimatları hazırlanmakta, çevirmenlerin yetkinlik ve performans değerlendirme sistemleri kurulmakta, bütün bunlar üretilen hizmetin kalitesini artırmaktadır.
- Bugün ISO 17100 belgesine sahip olmak Avrupa Birliği ihale şartnamelerinde de aranan bir belge olmuştur. Bu bakımdan çeviri yapan bürolar tedarikçi olarak ayrıcalıklı olmaktadır.
Günümüzde bilgi, teknoloji ve iletişim sektörlerinin baş döndürücü hızla gelişiyor olması ve ekonomik koşullarda her gün yeni gelişmelerin olması, hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin, bu koşullarda hem var olmak mücadelesi vermelerine hem de kazanmak için mücadele etmelerine neden olmaktadır. Bu koşullar altında çeviri yapan büroların ISO 17100 Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi belgesi almaları artık kaçınılmaz olmuştur.
Sonuç olarak ISO 17100 belgesi, o çeviri bürosunda gerekli standartlara ve müşteri koşullarına uygun olarak hizmet verildiği kanıtlamış olmaktadır. Bu belge, belgelendirme yapan kuruluşlar tarafından yapılacak denetimler sonrasında verilmektedir. Bağımsız ve tarafsız olan kuruluşlar, hem hazırlanan dokümantasyon çalışması üzerinden hem de yerinde denetim çalışmaları yapmaktadır. Bu denetimler sırasında, çeviri talep eden kişi veya kuruluşların beklentilerinin doğru ve kaliteli bir şekilde karşılanması amacı ile, çeviri bürosunda işe en uygun çevirmene görev verildiği ve çevirinin en az çeviriyi yapan kişi kadar yetkin bir başka kişi tarafından kontrol edildiğini tespit edilmektedir.
EN 15038 Standardı İle ISO 17100 Standardının Karşılaştırılması
EN 15038 standardı ile ISO 17100 standardı birçok ortak noktaya sahiptir. Aslında ISO 17100 standardında Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi belgesi almak için gerekli koşullar sadece ISO standartları çerçevesine taşımış olmaktadır. Bu yüzden temelinde EN 15038 standardı kirterleri ve ilkeleri korunmaktadır ve ISO 17100 belgesi almak isteyen çevirmenlik büroları, kolayca bu yeni standarda uyum sağlamaktadır. Daha önce EN 15038 standardını uygulayan kuruluşların çok büyük değişiklikler yapması gerekmemektedir. Yeni standart, çevirmenlik bürolarının sadece sistemlerini gözden geçirmelerini ve yeni standarda göre gerekli düzenlemeleri yapmalarını zorunlu kılmaktadır.
ISO 17100 standardında da önceki EN 15038 standardında olduğu gibi çevirmenlerin bazı yeterlilik koşullarına dikkat edilmekte ve diploma ve benzeri gerekli belgelere sahip olmaları istenmektedir. Bunun yansı sıra düzeltme işlemlerinin çevirmenler dışında başka bir çalışan tarafından yapılması da zorunlu hale getirilmiştir.
ISO 17100 standardını EN 15038 standardından ayıran özelliklere gelince, her ne kadar ortak noktaları çok olsa da bu iki belgeyi birbirinden farklılaştıran birçok özellik de bulunmaktadır. Yeni standartta en dikkat çekici özellik, çevirmenlik bürosunun, müşteri geri bildirimlerini almak ve değerlendirmek amacı ile ayrı bir süreç geliştirecek olmasıdır. Ayrıca yeni standart, diğer bütün süreçlere daha ayrıntılı bir şekilde odaklanmaktadır. Öyle ki çeviri çalışmalarının başlamasından önceki ve çeviri çalışmaları bittikten sonraki faaliyetlerin de süreçlerde yer alması istenmektedir. Standarda göre süreçler dokümante edilirken yazılı açıklamaların yanı sıra çeşitli örneklere ve grafiklere de yer verilmesi istenmektedir.
Aslına bakılırsa ISO 17100 standardı, çevirmenlerin, düzeltmenlerin ve son okuyucuların kalitesine ağırlık vermektedir. ISO 17100 belgesine sahip çevirmenlik bürolarında çevirmenler, düzeltmenler ve son okuyucular, daha kaliteli çeviriler yapabilmek ve sorunların çözümünde daha başarılı yöntemler uygulayabilmek için yeterli bilgi ve deneyime sahip olmak zorundadır. Bu nokta çevirmenlik büroları arasında tartışmalara neden olmuştur. Ancak kaliteli bir çeviri çalışmasından bahsedebilmek için bu kriter, kaçınılmaz bir kriterdir.
ISO 17100 standardı yazılım gelişmelerine ve bilgisayar destekli çeviri araçlarının kullanımına önem veren özelliktedir. Amaç yüksek seviyede kalite sağlamaktır.
Bunun yanı sıra ISO 17100 standartlarına göre, eğitim sisteminde çeviri eğitimi bulunmayan bir ülkenin çevirmenlerinin, çeviri yeteneklerini kanıtlamak amacı ile o ülkenin resmi kuruluşlarından sertifika alması gerekmektedir.
ISO 17100 standardı aynı zamanda proje yöneticilerinde bulunması gereken bilgi, beceri ve dil yeteneklerine yönelik yeni düzenlemeler içermektedir.
Çeviri Sektöründe Çalışanların Problemleri
Çevirmenlik sektöründe çalışanların en büyük problemi bir meslek odalarının olmamasıdır. Bu nedenle resmi evrak için genel olarak noterler tarafından tasdik edilmiş çeviriler kabul görmekte ve çevirmenler de noterler sayesinde mesleki kazanç elde etmektedir. Eğer bir Çevirmenler Odası kurulacak olursa odaya üye olan çevirmenlik büroları artık noter tasdiki yaptırmak zorunda kalmayacak, bu odaya üye olmaları yeterli olacak ve oda tasdiki uygulamasına geçilecektir. Bu durum doğal olarak müşterilerin bir de noter ücreti ödemelerinin önüne geçecektir.
Çevirmenlik sektöründe çalışanların ikinci büyük problemi ise bu mesleğin standartlarını ve mesleği yeterlilik koşullarını belirleyen bir yasal düzenlemenin yapılmamış olmasıdır. Üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olan kişiler bir çeviri bürosu kurabilmekte veya mevcut çeviri bürolarından birininde herhangi bir koşul aranmadan çalışabilmektedir. Oysa bu kişilerin yapılacak yasal düzenlemeler ile, çeviri yapacağı dilde yeterli olup olmadıklarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu durum doğal olarak yapılan çevirilerin kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Sektörün bir başka problemi de noterlere bağımlı çalışmanın bir kısım zorluklar yaratmasıdır. Mevcut Noterlik Kanunu 1972 yılında kabul edildiğinde çeviri sektörü hemen hemen hiç yoktu. Yabancı dil bilen kişiler noterlerin kadrosunda maaşlı çalışarak bu hizmeti veriyordu. Bu nedenle yürürlükteki kanunda, noterde çalışan çevirmenler dikkate alınarak çevirmen tanımı yapılmıştır. Bugün artık noterlerin kadrosunda maaşlı çevirmenler bulunmamaktadır. Ancak yine de bütün çeviri hizmetleri çeviri büroları tarafından verilmesine rağmen bu kanun esasları uygulandığı için çevirmenlik mesleğinin yeterince kurumsallaştığı söylenemez. Bu nedenle noterlere bağımlı çalışma zorunluluğunun kaldırılması gerekmektedir.
Avrupa ülkelerine bakılacak olursa, İngiltere’de çevirmenlik yapabilmek için Dilbilimi Enstitüsü’nde yapılan, çeviri yeteneğinin ölçüldüğü çevirmenlik sınavına girilmektedir. Almanya’da çevirmenlik hizmetleri, her eyaletin çıkardığı yasal düzenlemeler çerçevesinde verilmektedir.
Ülkemizde de çevirmenlik faaliyetinin başlı başına bir meslek olabilmesi için bir an önce çevirmenlik yasasının çıkarılması, çevirmenler odasının kurulması, meslek standartlarının oluşturulması ve bu işi yapacak kişilerin belli bir yetkinliğe sahip olduğunu tespit eden yeterlilik sınavlarından geçirilmeleri gerekmektedir.
ISO 17100 Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi’nin Temel İlkeleri Nelerdir?
ISO 17100 standardı bugün için ülkemizde bulunan yasal boşluğu doldurabilecek niteliktedir. Bunun için bütün çevirmenlik bürolarının bu sistemi işletmelerinde kurmaları ve bu standart gerekliliklerine uygun faaliyet göstermeleri gerekmektedir.
ISO 17100 standardının temel ilkeleri şu şekilde açıklanabilir:
- Sistemin temel ilkesi müşterilerde güven uyandırmaktır. Bu güvenin oluşmasında en büyük faktör, bu standardın gerekliliklerinin çeviri bürosunda yerine getirildiğinin, bağımsız bir belgelendirme kuruluşu tarafından onaylanmasıdır.
- Sistemin ikinci temel ilkesi, çeviri hizmetleri veren kuruluşta farklılık yaratmaktır. Çeviri büroları bu şekilde büyük bir rekabet avantajı elde etmektedir.
- Sistemin üçüncü ülkesi kuruluşta kalite standardını yükseltmektir. Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi, kaliteyi de beraberinde getirmektedir. İş süreçlerinin belirlenmesi, uygulama talimatlarının hazırlanması, çalışma koşullarının netleşmesi ve çalışanlar ile ilgili kriterlerin tespit edilmesi ile kaliteli hizmet sağlanmış olmaktadır.
- Sistemin dördüncü ilkesi, çeviri bürolarına tedarikçi olarak ayrıcalık vermesidir. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere birçok ihale şartnamesinde ve iş sözleşmelerinde ISO 17100 belgesi aranmaktadır.
- Nihayet sistemin beşinci temel ikesi, çevirmenlerin ve denetçilerin sahip olmaları gereken mesleki yeterlilik koşullarını belirlemektir. Çünkü bu kişilerin kaynak dili anlayabilmeleri, hedef dili ustaca kullanabilmeleri, çeviri yeterliliğine sahip olmaları ve her iki dilin kültürünü tanımaları gerekmektedir.
Bugün için pratikten gelen uygulamalar esas alındığında çeviri hizmeti verecek kişilerin ileri derecede çeviri yapma becerikliliğine sahip olmaları ve çeviri alanında en az beş yıllık deneyime sahip olmaları aranmaktadır.
Ancak tekrar etmekte yarar var ki, buraya kadar açıklanan ISO 17100 satandardı özellikleri ve ilkeleri sadece yazılı çeviri hizmeti sağlayan kişi ve kuruluşlar içindir. Sözlü yapılan çeviri çalışmaları bu sistemin dışındadır. Bu arada Uluslararası Konferans Tercümanları Derneği, kabin şekillerine göre şu standartları gerekli kılmaktadır:
- Sabit kabinler için: ISO 2603:1998 Simültane tercüme - Daimi kabinler - Gereksinimler
- Portatif kabinler için: TS EN ISO 4043 Simultane çeviri - Mobil kabinler - Gereksinimler
- Elektrikli kabinler için: CEI 60914 Konferans sistemleri - Elektrik ve ses gereksinimleri
Sonuç olarak ISO 17100 Çeviri Hizmetleri Yönetim Sistemi standardı, sadece çeviri hizmetleri verenleri değil aynı zamanda düzeltmenler, son okuyucular ve proje yöneticilerini de kendilerini geliştirmeye ve daha özenli çalışmaya yönlendirmektedir.