Önce İş Sağlığı ve Çalışanların Güvenliği
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nunda esas alınan temel yaklaşım kurallar koyup uyulmasını beklemek değil önleyici yaklaşım sergilemek olmuştur. İşletmeler, yapacakları risk değerlendirme çalışması ile tespit ettikleri noktaları göz önünde tutarak, işyerlerinde tehlikeleri önleyecek önlemleri almak zorundadır. Yasa ile bütün sorumluluk işverenlere yüklenmiş olsa da iş sağlığı ve güvenliği, işletmenin her noktasında benimsenmesi ve uygulanması gereken bir konudur. Bu nedenle risk değerlendirme çalışmalarının devamlı olarak yapılması ve hem bilinen risklerin gözden geçirilmesi hem de yeni risklerin zamanında farkedilmesi gerekmektedir.
Söz konusu yasa, iş sağlığı ve güvenliği konusunda en uygun koşulları hedeflemekte ve işletmelerin bugünkü durumlarını sürekli iyileştirmelerini amaçlamaktadır.
Önemli olan iş kazaları meydana geldiği zaman veya meslek hastalıkları ortaya çıktığı zaman neler yapacağını tespit etmek değil, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik atılacak adımları atmaktır. Bu nedenle işletmeler, çalışanların da katkılarını sağlayarak faaliyetlerin her aşamasında olası riskleri sürekli olarak tespit etmek ve bunlara karşı gerekli önlemleri almak zorundadır.
Yasa esaslarına göre işletmelerin faaliyetleri çerçevesinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini daha etkin verebilmeleri amacı ile, bir takım tehlike sınıflarına ayrılması öngörülmüştür. Bu sınıflandırma yapılırken, yapılan işlerin özellikleri, bu işler yapılırken her aşamada kullanılan araçlar, ekipmanlar, faaliyet yöntemleri ve şekilleri, çalışma ortamının koşulları ve ortaya çıkan maddeler gibi çok sayıda nokta göz önüne alınacaktır.
Tehlike sınıflarının tespit edilmesi işi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na verilmiştir. Söz konusu bakanlık bu yasa gereğince İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’ni yayınlamıştır. Buna göre tehlike sınıfları tespit edilirken işletmede yürütülen ana faaliyet konusunun tehlike derecesi dikkate alınmaktadır. Eğer işletmede birden fazla faaliyet konusu varsa, bu faaliyetlerden tehlike sınıfı yüksek olan faaliyet konusu esas alınmaktadır. Söz konusu tebliğin ekinde İşyeri Tehlike Sınıfları Listesi yer almaktadır. Bakanlık tarafından bu liste hazırlanırken işletmelerin ana faaliyet konuları ve ilgili sosyal tarafların dahil olduğu bir komisyonun görüşleri esas alınmıştır. Genel olarak sınıflandırma şu temel üzerine kurulmuştur:
- Çok tehlikeli sınıfta faaliyet gösteren işletmeler A sınıfı
- Tehlikeli sınıfta faaliyet gösteren işletmeler B sınıfı
- Az tehlikeli sınıfta faaliyet gösteren işletmeler C sınıfı
İşletmeler hangi sınıfa giriyorsa o sınıf iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olmak zorundadır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun önemli bir yönü de işletmede bulunan çalışanların sayısı ve işletmenin türü ne olursa olsun, bütün işletmelerde iş güvenliği uzmanı, işyeri doktoru ve gerekli sağlık personelinin görev alacak olmasıdır.
Yasaya göre iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, belli periyodlarda işletme kadrolarında bulunan personel tarafından verilmesi gerekmektedir. Ancak işletmede gerekli niteliklere sahip personel bulunmuyorsa, bu hizmetler, işletme dışından, ortak sağlık ve güvenlik kuruluşlarından sağlanabilecek.
Çalışan sayısı 10’dan az olan ve tehlike sınıfı çok tehlikeli ve tehlikeli olan işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sağlayabilmesi konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı maddi destek sağlamaktadır.
Forklift Nedir, Forklif Muayene Esasları Nelerdir?
Yoğun rekabet koşulları, işletmeler üzerinde baskısını her geçen gün daha fazla hissettirmektedir. Müşteri talep ve beklentilerinin, istenilen zamanda ve en yüksek kalitede karşılanması gerekmektedir. Bunu başarabilen işletmeler piyasada rekabet üstünlüğü kazanmaktadır. Ancak işletmeler yüksek maliyetler yüzünden stok yapmaktan kaçınmakta ve ihtiyaçlarını genelde günlük olarak karşılamaya çalışmaktadır. İşletmeler zamanı ve imkanlarını en verimli şekilde kullanmak ve yüzden de hızlı hareket etmek zorundadır. Böyle olunca yükleme ve boşaltma işlemleri giderek önemli bir hal almıştır. Yükleme, boşaltma ve istifleme hareketleri, işletmelerde zamana karşı yapılan en önemli faaliyetler arasındadır. Bir yandan hızlı davranmak bir yanda da depo ve stok yeri ve çalışma alanı kısıtları ile mücadele etmek işletmeler açısından sıkıntılı olmaktadır.
Bir yandan da yüksek tempoda çalışma zorunluluğu, bu yerlerde çalışanların dikkatini düşürmekte ve iş kazalarına neden olmaktadır. Kazaların can ve mal güvenliğini tehlikeye atması yanında işgücü kayıplarına da yol açması ayrı bir problemdir. Yükleme ve boşaltmalar sırasında karşılaşılan işlenmiş ürün veya hammade kayıpları yanında, araç hasarları da dikkate alınırsa işletmelerin kayıpların küçümsenmeyecek boyutlara çıkmaktadır.
Depolama ve istifleme amaçlı kullanılan araçların başında forkliftler gelmektedir. Forkliftler, kısaca çatallı istifleyici araçlardır. İnsan gücünün yeterli olmadığı, ağır yüklerin kaldırılması, istenilen yerlere taşınması ve uygun yerlere istiflenmesi amacı ile kullanımaktadır. En fazla kullanılan genel amaçlı olan forkliftlerde yükün ağırlığı ile aracın ağırlığı dengelenmektedir.
Forkliflerin bir kısmı önden yüklemelidir. Bunlar üstün manevra kabiliyetine sahiptir. Bir kısım forkliftler ise yandan taşımalıdır. Özellikle uzun boyutlu yüklerin taşınması için kullanılmaktadır. Forkliftlerin büyüklükleri ve güçleri kullanılacak yere ve kullanım şekline göre farklıdır. 30 tona kadar yük taşıyan çeşitleri vardır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2013 yılında çıkarılan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği kapsamında forkliftler, kullanımları sırasında çalışanların sağlığını ve mal güvenliğini riske sokan tehlikeler yaratabileceği için riskli araçlar sınıfına girmektedir. Söz konusu yönetmelik ekinde (Ek 3 Bakım, Onarım ve Periyodik Kontroller İle İlgili Hususlar), forkliftler istif makineleri grubunda gösterilmiştir ve diğer yasal düzenlemelerde farklı bir süre öngörülmemişse, her yıl en az bir kere düzenli kontrol ve muyanelerinin yaptırılması öngörülmüştür. Forkliftlerin, ilgili standartlarda başka bir değer belirtilmemişse, beyan edilen yükün en az 1,25 katını, güvenli bir şekilde kaldırması ve askıda tutabilmesi gerekmektedir.
Söz konusu yönetmeliğe göre forkliflerin muayenesinde dikkate alınacak standartlar şunlardır: TS 10689, TS EN 1757-2, TS ISO 5057, TS 10201, ISO 3184, TS ISO 6055, TS ISO 1074 ve FEM 4.004.