Karbon monoksit renksiz, tatsız, kokusuz, parlayıcı, toksik bir gazdır. Çok yüksek yayılma yeteneğine sahiptir (tavanlara ve duvarlara nüfuz eder). Karbonmonoksit havadan ağır mı sorusuna istinaden Karbonmonoksit havadan daha hafiftir, bu nedenle havanın üzerine yükselir ve odanın içinde ise tavana en yakın kısımda birikir. Eğer karbonmonoksit sensörü kullanacaksanız, tavana en fazla 10 santim uzaklıkta takmanız gerekiyor.
Karbon monoksit gazı, halk arasında sessiz katil olarak bilinen bir gaz olarak görülmektedir. Tatsız, kokusuz, renksiz, zehirli ve tahriş etme özellikleri yüzünden bu isme sahip olmuştur. Genel olarak benzin, mazot, doğal gaz, gaz yağı, odun, kömür ve tüp gaz gibi yapısında karbon elementi bulunan yakıtlar, yandığı zamanda ya da tam olarak yanma göstermedikleri zaman, oluşan dumanda karbon monoksit gazı bulunmaktadır.
İçeriğinde karbon bulunan bu yakıtların kullanıldığı yerlerde havalandırma sistemlerinin bulunması gerekmektedir. Havalandırmanın yeterli olmadığı yerlerde, yangınlarda, maden ocaklarında, garajlarda veya kapalı yerlerde egzoz dumanı ile birlikte, karbon monoksit zehirlenmelerine çok sık rastlanmaktadır. Uzun süre karbon monoksit solunması durumunda insan sağlığı yönünden büyük problemler meydana getirmekte, hatta ölümlere bile sebep olmaktadır.
Karbon monoksit esas olarak solunum yoluyla alınır. Karbon monoksit solunumsal bir zehirdir. Toksisitesi hemoglobine yüksek afinitesinin ve karboksihemoglobin oluşumundan kaynaklanan hipokseminin bir sonucudur.
Ancak karbon monoksitin hemoglobine bağlanması geri dönüşümlüdür. Karbon monoksitin hemoglobine afinitesi oksijenin hemoglobine afinitesinin yaklaşık üç yüz katıdır. Toksisite birincil olarak CO-Hb oluşumunun bir fonksiyonudur. Bu durum solunumla alınan havadaki karbon monoksit konsantrasyonuna, dakikada solunan volüme, maruziyetin süresine ve hemoglobin düzeyine bağlıdır. Karbon monoksit metabolize olmaz ve solunumla atılır.
Karbon monoksit, solunduğu takdirde akciğerler aracılığı ile kana geçmekte ve kandaki oksijenin yerini almaktadır. Karbon monoksit gazı, kanda dokulara oksijen taşıyan hemoglobine oksijenden 200 kat daha hızlı bir şekilde bağlanma gösterir. Vücutta oksijenin karbon monoksit ile yer değiştirmesi ve azalması ile dokular oksijensiz kalır ve beyin, kalp ve diğer organlar çalışamaz duruma gelir. İlk belirtileri, yorgunluk ve bitkinlik hissi, baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı ve mide bulantısıdır.
Yanma işlemi sırasında yakıt içindeki hidrokarbonlar parçalara ayrılır. Hidrojenler havadaki oksijen ile birleşir ve su buharına dönüşmüş olur. Karbonlar ise oksijen ile birleşir ve önce karbon monoksite dönüşür, arkasından karbon monoksit oksijen ile birleşir ve karbon dioksite dönüşür.
Karbon monoksit şu şekilde oluşmaktadır:
- Yanma havası eksik kaldığı zaman (yani tam bir yanma olmadığı zaman)
- Yanma havası fazla olduğu zaman (bu durumda alev soğumakta ve yanma sıcaklığı düşmektedir)
Karbon monoksit duman içinde mevcutsa ve bacadan çıkamıyorsa, geri teperek insan sağlığı açısından ölümcül tehlike yaratır. Bu nedenle konutlarda ve işyerlerinde yetkili laboratuvarlar tarafından, gerekli durumlarda karbon monoksit ölçümlerinin yapılması gerekmektedir.
Kuruluşumuz gaz ölçümleri kapsamında karbon monoksit (CO) ölçümlerini gerçekleştirmektedir. Bu çalışmalarda ilgili yasal düzenlemelere, yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlara ve test yöntemlerine uygun hareket edilmektedir.
Bu arada kuruluşumuz, Türk Akreditasyon Kurumu’ndan (TÜRKAK), TS EN ISO/IEC 17025 standardına uygun şekilde akredite olmuştur.