Şehirleşmenin artması ve sanayileşmenin büyümesi çağdaş yaşamın bir sonuçları arasındadır fakat bu olgu beraberinde hava kirliliği problemini de yaratmış olmakla birlikte hava kirliliği de şehirleşmeyle beraber artış göstermeye başlamıştır.Hava kirliliği bugün o boyutlara ulaşmıştır ki, sadece yerel ve bölgesel bakımdan değil, küresel ölçekte bir etki alanına sahip duruma gelmiştir. Hava kirliliğinin insan sağlığı yönünden büyük risk teşkil etmesi yüzünden, hava kalitesi konusu artık bütün dünyanın önem verdiği bir konu olmuştur. Yerli ve yabancı birçok kuruluş, hava kirliliği sorunlarını çözmek ve bu yönde strateji belirlemek için çalışmalar sürdürmüş olmaktadır.
Hava kirliliği, insanlar ve ekosistem üzerinde olumsuz etkilere neden olan havadaki partikül ve diğer zararlı maddelerin belirli bir yoğunluğun üstüne çıkmasıdır. Bu partiküller canlılara zarar verecek şekilde havada yoğun bir şekilde bulunur. Atmosferde parçalar halinde veya küçük moleküller halinde bulunan partiküller, gaz emisyonunda katı veya sıvı halde bulunur. Hava kirliliği doğal,motorlu taşıtlar, endüstriyel ve ısınmakaynaklı ortaya çıkar. Doğal kaynaklı olarak volkan patlamaları sonucu ortaya çıkan zehirli duman ve küllerdir. Motorlu taşıtlardan kaynaklı, sayısı büyük bir hızla artan araçlardan çıkan yanmamış yakıt, yağ ve egzoz dumanlarıdır. Isınmadan kaynaklı olarak kalorisi düşük, kalitesiz kömürlerin ve fueloil yakılması örnek gösterilebilir. Endüstriyel olarak filtre kullanmayan fabrika bacalarından çıkan kimyasal gaz ve dumanlar.
Endüstriyel gelişmelerle birlikte ürün çeşitliliği artarken, üretim süreci kısaldı. Kurulan fabrikalar ara vermeden üretime devam ediyor. Bacalardan yükselen dumanlar, egzoz gazları soluduğumuz havanın kalitesini gün geçtikçe düşürmekte ve insanlara zarar vermekte. Geliştirilen cihazlar ile bu kirlilik ölçülmekte ve kirliliğin yoğun olduğu yerlerde çalışmalar yapılmaktadır.
Hava Kalitesi İndeksi adı verilen bir sınıflandırma sistemi bugün bütün dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu sistem, havada bulunan kirleticilerin konsantrasyonlarına bağlı olarak hava kalitesini, iyi, orta, kötü veya tehlikeli olarak derecelere ayrılmaktadır. Çeşitli ülkelerde bu indeksin hesaplanmasında kullanılan yöntem ve kriterler, ülkelerin kendi hava kalitesi standartlarına uygun şekilde tespit edilmiştir. Hava Kalitesi İndeksi, belli kategorilerde farklı tanım ve renkler kullanmakta ve ölçümü yapılan bütün kirleticiler için ayrı ayrı düzenlenmektedir. Ülkemizde de Ulusal Hava Kalitesi İndeksi, ulusal yasal düzenlemelere ve sınır değerlere uyarlayarak hazırlanmıştır. Bu indeks beş temel kirleticiyi esas alarak hava kalitesini belirlemektedir: partikül maddeler (PM10), karbon monoksit (CO), kükürt dioksit (SO2), azot dioksit (NO2) ve ozon (O3).
Aşağıdaki tabloda uluslararası kabul gören indeks değerleri ve kriterleri gösterilmektedir:
Hava kalitesi indeksi değerler |
Sağlık endişe seviyeleri |
Renkler |
Anlamı |
0 - 50 |
İyi |
Yeşil |
Hava kalitesi iyi, hava kirliliği risksiz veya az riskli |
51 - 100 |
Orta |
Sarı |
Hava kalitesi uygun, ancak hassas insanlar için bazı kirleticiler orta düzeyde sağlık endişesi oluşabilir |
101- 150 |
Hassas |
Turuncu |
Hassas insanlar için sağlık etkileri oluşabilir, ancak genel olarak etkileme ihtimali yok |
151 - 200 |
Sağlıksız |
Kırmızı |
Herkes sağlık problemi yaşayabilir, hassas insanlar için ciddi sağlık etkileri olabilir |
201 - 300 |
Kötü |
Mor |
Sağlık açısından acil durum, herkesin etkilenme olasılığı yüksek |
301 - 500 |
Tehlikeli |
Kahverengi |
Sağlık alarmı, herkes daha ciddi sağlık riski altında |
Kuruluşumuz gaz ölçümleri kapsamında hava kirliliği ölçümlerini de gerçekleştirmektedir. Bu çalışmalarda ilgili yasal düzenlemelere, yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlara ve test yöntemlerine uygun hareket edilmektedir.
Bu arada kuruluşumuz, Türk Akreditasyon Kurumu’ndan (TÜRCERT), TS EN ISO/IEC 17025 standardına uygun şekilde akredite olmuştur.