Kozmetik ifadesi dilimize Fransızcadan girmiştir. Kökeni ise eski Yunancada kozmos kelimesidir. Bu kelime düzen, güzelleştirme ve süsleme anlamlarına gelir. Avrupalıların bugünkü anlamda kozmetik ürünleri ile ilk karşılaşmaları Haçlı Seferleri sonrasında olmuştur. O dönemde doğu ülkelerinde kullanılan ağır kokular Avrupa’ya taşınmış ve bugünkü kozmetik kavramının temelleri atılmıştır.
Onaltıncı yüzyılda yaşanan Rönesans ile, bir yandan insanların yaşam düzeyleri ve kültür seviyeleri yükselirken bir yandan da esansların kalıcı olmasını sağlayacak yeni hammadde arayışları başlamıştır. Bu dönemde alkolün elde edilmesi ile birlikte esansların devamlı olarak saklanmaları sağlanmıştır. Kozmetik sektörünün gelişmesinde bu olay bir dönüm noktasıdır. Yirminci yüzyıl ile birlikte en güzel kozmetik ürünlerini sunabilmek amacı ile, cilt doktorları (dermatologlar), mikrobiyologlar, kimyagerler, eczacılar ve kozmetik üretici firmalar ortak çalışmalar yürütmüşlerdir ve bugün kozmetik bir bilim dalı haline gelmiştir. Günümüzde kozmetik sektörü, tıp, biyoloji ve kimya alanında geliştirilen her yenilikten yararlanmaktadır. Bugün kozmetik alanında kullanılan hammadelerin sayısı 63 bin civarındadır. Ülkemizde ise 6 bin çeşit kozmetik hammaddesi kullanılmaktadır.
Kozmetik sektörü ülkemizin ekonomisinde önemli bir paya sahiptir. Kimya sektörünün bir alt dalı olarak faaliyet gösteren kozmetik sektöründe son yıllarda ciddi gelişmeler kaydedilmiştir. 120’den fazla ülkeye ihracat yapılmakta ve onbinlerce kişi istihdam edilmektedir. İç tüketim de giderek artmaktadır. Marka sayısı çok olduğu için de rekabet önemli boyutlardadır. Bu ürünlere olan talebi demografik gelişmeler doğrudan etkilemektedir.
Ancak kozmetik ürünlerinin çok sık sağlık problemlerine neden olduğu da ayrı bir gerçek. İnsanlar yaşamın her anında çeşitli toksinler ve ağır metallere maruz kalmaktadır. Hergün kullanılan parfümeri maddeleri de bunlar arasındadır. Normal koşullarda vücut arındırma işlevini doğal olarak yapmaktadır. Ancak maruz kalınan toksin ve ağır metallerin miktarı fazla olunca bunları vücudun atması güçleşiyor. Özellikle kozmetik ürünleri, parfüm ve deterjan gibi ürünlerle vücuda giren ancak atılamayan zararlı maddeler insanların bağışıklık sistemine ve vücudun metabolizmasına zarar vermekte ve çeşitli hastalıklara yol açmaktadır. Bu toksinlerin etkileri o kadar güçlüdür ki doğrudan DNA’nın kimyasal yapısını değiştirebilmektedir. O zamanda vücudun direnci kırılmaya başlamaktadır. Hücrelerde biriken ağır metaller çoğu test ve analizlerde bile görülmemektedir.
İşte bu yaşamsal önemi yüzünden üretilen kozmetik ürünlerinin daha üretim aşamalarında test ve analizleri önemli olmaktadır.
Kozmetik Testlerinin Kapsamı
Kozmetik sektörünün bu kadar talep görmesi ama aynı zamanda bu kadar sağlık riskleri taşıması, resmi ve özel kuruluşları da tedirgin etmektedir. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı tarafından Kozmetik Yönetmeliği çıkarılmıştır.
Bu Yönetmeliğin amaçları şunlardır:
- Kozmetik ürünlerin, insanları yanıltmayacak ve sağlıklarına zarar vermeyecek şekilde, doğru ve anlaşılabilir bilgiler ile tüketicilere sunulmasını sağlamak
- Kozmetik ürünlerin taşıması gerekli teknik niteliklerini belirlemek
- Kozmetik ürünlerin, ambalaj bilgilerine, bildirimlerine ve tüketicilere sunulmalarına yönelik esasları düzenlemek
- Kozmetik ürünlerin, piyasa gözetim ve denetimlerine yönelik esasları düzenlemek
- Kozmetik üretim yapan firmaların denetlenmesine ve alınacak önlemlere yönelik esasları düzenlemek
Söz konusu yönetmelik hazırlanırken, Avrupa Birliği ülkelerinde yayınlanan şu iki yasal düzenleme dikkate alınmıştır:
- 76/768/EEC sayılı Konsey Direktifi
- 96/335/EC sayılı Komisyon Kararı
İnsanlık tarihi kadar eski olan ancak son zamanlarda kullanılan bir takım kimyasal maddeler yüzünden insan sağlığını tehdit etmeye başlayan kozmetik ürünlerinin, üretim aşamaları ve üretimde kullanılan hammadde ve yardımcı maddelerin seçimi son derece önemlidir. İnsanların bu ürünleri endişe duymadan ve güvenle kullanabilmeleri için üretimin belli standartlarda olması yönünde bir takım çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar arasında en önemlisi, Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından 2007 yılında yayınlanan ISO 22716 Kozmetik İyi Üretim Uygulamaları Sistemi standardıdır. Bu sistem, güvenilir ve etkin kozmetik ürünler üretilmesini sağlamak amacı ile, İyi Üretim Uygulamaları (GMP, Good Manufacturing Practices) standartları üzerine kurulmuştur. Bu standartlar, kozmetik ürünler dahil olmak üzere gıda, ilaç, tıbbi cihazlar ve bunlara benzer ürünlerin, üretilme koşulları hakkında kılavuzluk yapmaktadır.
ISO 22716 standardı, kozmetik ürünlerinin hammadde girişinden başlayarak üretilmesi, test edilmesi, paketlenmesi ve tüketicilere sunulması süreçlerinde kapsamlı bir Kalite Yönetim Sistemi yaklaşımını esas almaktadır.
Yetkili laboratuvarlarda yapılan kozmetik testlerinin kapsamı esas olarak şu şekildedir:
- Fiziksel ve kimyasal analizler kapsamında, anyonik aktif madde tayini, katyonik aktif madde tayini, noniyonik aktif madde tayini, toplam aktif madde tayini, tuz tayini, inorganik tuz tayini, florür tayini, ağır metal tayini, yağ miktarı tayini, su içeriği tayini, fiziksel muayene, pH tayini, yoğunluk tayini, viskozite tayini, toplam asitlik tayini, toplam alkalilik tayini, kuru madde tayini ve koruyucu etkinlik testi gibi testler yapılmaktadır.
- Mikrobiyolojik analizler kapsamında, toplam aerobik mezofil bakteri sayımı, anaerobik bakteri sayımı, staphylococcus sp sayımı, staphylococcus aureus aranması, escherichia coli sayımı / aranması, salmonella sp aranması, toplam küf-maya sayımı, pseudomonas sp sayımı, pseudomonas aeruginosa aranması ve candida albicans sayımı / aranması testler yapılmaktadır.
- Ayrıca cilt hastalıkları ve tedavisi ile ilgili birçok dermatolojik analizler yapılmaktadır.
Kozmetik ürünler genel olarak cildin üst yüzeyine etki yaparak cildi temizleyen, besleyen, koruyan, nemlendiren ve hoş koku veren ürünler olarak tanımlanmaktadır. Yapılan yasal düzenlemeler ve yayınlanan yerli ve yabancı standartlar, kozmetik ürünlerin insanlara güvenli, kaliteli ve etkili bir şekilde ulaşmasını temin etmeyi hedeflemektedir. Kozmetiklerin üretiminde kullanılan başlıca hammaddeler şunlardır: bitkisel yağlar, hayvansal yağlar, mineraller, yağ asitleri, yağ alkolleri, su ve pudralar. Ayrıca yüksek moleküllü yağ asitlerinin tuzları, fosforik asit esterleri, antioksidanlar, çözücü sağlayıcılar, koku maddeleri, boyalar ve pigmentler de üretimde kullanılmaktadır. Temelinde her ne kadar cilt sağlığı ve bakımı olsa da bazı kozmetik ürünlerinin alerjik etkiler, ışığa duyarlılık ve pigmentasyon gibi yan etkileri olabilmektedir.